Dondurmam buz kaymaklı
Yazdan bu yana görüşmediğimiz bir arkadaşım aradı. Ailesindeki hastalıklarla cebelleşmiş, biraz nefes alır almaz aramış beni. Başım çok kalabalıktı ama arkadaşlık, sosyal çevre başka, o lazım diyordu. Sen eskiden bizi dürterdin, zorla çıkarırdın, buluşurduk. İyi gelirdi. Ben de aynı dertten muzdariptim dedim. Eylülden bu yana kendi sağlığımla dertliydim, yürüyebilsem rahat rahat, çıkmaz mıydım, dürtmez miydim hiç? Üstelik yapıştı kaldı da bu eve kapanma hali. Ama haklısın, zorlamak şart. En kısa zamanda buluşalım. Onunla son buluşmamızda biraz ego savaşı yaşamıştık. Hiç sevmem çünkü geri durmayı beceremem, iş uzarsa çirkinleşirim, sonrasında günlerce kendime kızarım. Fakat elimde değil, bir Arnavut atasözünde dendiği gibi os..ranın önünde s.cacan ki, ..çı yok demesinler. Bu lafı duyduğumda hah, tam benim için söylenmiş demiştim. Beğenerek değil ama artık kabul ederek. Ben ego yarıştırmam ama biri egosunu çıkarır masaya koyarsa ben de benimkini çıkarır koyarım: He, şimdi anlat baka...