Acı var mı acı?

Dün gece sağ tarafıma yatmışım, ameliyatlı dişin üstüne, gece acıyla uyandım. Bir parol çaktım, uzun uzun uyudum. Şimdi biraz sersem gibiyim, epeyce de ağrılı. Yapacak bir şey yok, şişti suratın sağ tarafı. Acıyor namussuz. Dişçi de sağolsun en arkaya ulaşacağım diye dudağımın kenarını iyi yırtmış, tesisat döşeyecek malum. Dudağım da yara. Ağzımı yüzde otuz kayıpla açabiliyorum. Ay,  bu da geçer, bu da geçer.

Eylülden beri sağ bileğimdeki eski çatlağın (oraya motor arkasındayken kamyon girmişti) ağrısının nüksetmesiyle başlayan oram ağrıyo buram ağrıyo sürecim, sağ diz (sol dize yüklenmemeye çalışırken sakatlamıştım) sol siyatik (yoga yaparken başımı ayak bileğime değdirmeye çalışırak halletmiştim) sağ kol (travel town oynarken hırs yaptım) komple boyun (kesin bunlar geçsin diye yatıp durmaktan oldu) sol diz (ohoo en eski derdim, onu da motoru devirince halletmiştim sanırım) diyerek sağlı sollu kroşelerle devam etti. Bunların hepsi biri bitip biri başladı şeklinde gelişti. Öyle ki, iki gün ayakta, beş gün yatakta bugünlere geldik çok şükür. 

(Tam burada yazıya bir mola verdim, Loki ballı göbüşüm var bu sabah, buyurmaz mıydın dedi, bi beş dakika poor pooor seviştik)

İyi de oldu, almış başımı gidiyordum oramdı buramdı diye. Omelas günlükleri hasta günlüklerine dönmeden olaya el koyan Loki’m benden daha akıllı valla.

Dün için üç güzellik yazıp Travel Town’ da birikmiş enerciiilerimle pizza dükkanı almaya gideyim ben.

Bu blogu yazmaya başlamam, arkadaşlarımın beni adeta davul zurnayla karşılaması, hatta kardeşimin bile şerefime, yıllar sonra bir blog yazısı yazması tabii ki baş sırada. Bloglardan edindiğim dostluklar zaten dışarıda da devam ediyordu ama burası başka. Birbirimizden hep haberdar oluyoruz, ne güzel. Minnettarım.

Gün boyu durup durup yağan karı, arada da pırıl pırıl açan güneşi ikinci sıraya koyuyorum. Gece saat bir gibi caddemiz tamamen kar kaplıydı. O saatte en alt katta oturan çatlak aile, çoluk çocuk kartopu oynamaya çıktılar. Bunlar hep kavga eder, o saatte sesleri duyunca aha gene başladılar diye pencereden baktım,  bu seferki eğlenceymiş. Uyutmadılar yine ama bu kez kızmadım hatta gülümsedim. Aman ne güzel işte, kavga edeceklerine eğlensinler. Karşı apartmana epey kalabalık, Afrikalı bir aile taşımdı bu yaz. İki adet, çok güzel, biri kız biri erkek bebeleri var. Gün boyu camdan ellerini uzatıp kar yakaladılar, arada tadına baktılar. İlk görüşleri miydi acaba karı? Gece beş dakika kadar sokak lambasının ışığında mangaldan sıçrayan kıvılcımlar gibi görünen kar yağışını izledim. Gözümde o dansın ışıklarıyla uykuya daldım.

Üçüncülüğü, Smule’de söylediğim iki şarkıya, Erkut’un yaptığı nefis mercimek çorbasına, okuduğum China Mieville’in Yeni Crobuzon üçlemesinin ilk kitabına, dinlediğim ve hep hastası olduğum Memduh Şevket Esendal öykülerine paylaştırıyorum.

Dilerim akşama dek şu acıyan ağzım kendini tamir etsin, dilerim akşamki kitap kulübü toplantısını bir daha ertelemek zorunda kalmam. 

Bu sabah uyandığımda aklımdaki şarkı Cem Karaca’dan Beyaz Atlı idi.

https://youtube.com/watch?v=M2p9NbrYluY&si=tzUmoVxCaXPZz6FN

Neden video çıkmıyor URL eklediğimde burada, onu çözemedim daha. Aslında hala hiç bir şey çözemedim de, du bakalım. 




Yorumlar

  1. başımızın tacısın şekerparem, tabii ki şenliklerle karşılayacağız seni :)

    az sonra gidip smule'de neler söyledin bakacağım. müzi sizin ailenin "kar" şarkısını spotify'da istiyor biliyorsun, öncesinde smule'de mi yer alsa :)

    YanıtlaSil
  2. Şu diş işleri konusunda babama çekeymişiz ya. :(Şiş yanağından öperim,
    loki'nin göbüşünü sevgiyle sıkarım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay evet ya… tak tak dişine vurup anneciğime bakardı canım benim:))) Öberiz çook

      Sil
  3. O acılı kazaların bir kısmını hatırladım, bazen böyle sırayla hatırlatıyorlar kendilerini. :(
    Bir de insanın neresi ağrıyorsa canı oradadır derler ya, şimdi senin ağzında atıyordur kalbin. Neyse, toparlanır bir iki güne acısı geçer canikom. <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Lütfen geçsin tam söylediğin gibi. Yıllar önce beni Burgazada’ya götürmüştünüz bunlardan kurtulunca ya, bak şimdi onu hatırladım.

      Sil
  4. Video yüklerken Youtube'daki paylaş seçeneklerinde bloga yükleyi tıkla, o kendisi blogda yeni yayın olarak yüklüyor. Sonra sen ara yüze girip onu oradan alıp istediğin yere monte edebilirsin, ya da yazıdaki şarkının adını yazar, üstüne tıklar ve ara yüzdeki zincir işaretiyle eşleştirerek link verebilirsin.
    Biraz karışık gibi oldu ama sana güveniyorum, yaparsın. :)

    YanıtlaSil
  5. Ben de güveniyorum, yaparım:))))

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Unutmuşum