Haklı olmak yeter mi?
Yetmez. Güçlü de olmak zorundasın. Sadece haklılığın sebebiyle “A, tamam o zaman, bu senin, al hakkını tabi, buyur,” günlerini çoktan geçtik. Belki de zaten hiç yoktu, olmadı öyle zamanlar. Acı ilacın üstündeki ince şeker kaplamasıydı adalet hissiyatı. Belki dünyayı hiç tanımadık. Belki başından beri başka bir dünya mümkün dediğimde arkasına yaslanıp dişini kürdanla karıştırarak “İyi diyon hoş diyon da herkes boğazdaki yalılarda oturmak isteyince n’apcan? Kim çöpçü olmak ister zorunlu olmasa?” filan diyen, kendinden emin o adam/adamlar haklı. Teorik olarak haklı olmasalar da çoğunluk fikriyatını dile getirerek, çoğaltarak, öyle düşünüp yaşayarak haklı çıktılar işte. Çünkü adalet, ortalama çoğunluğun asgari müşterekte buluşması gibi bir şey oluyor hayatın içinde. Asgari hayatlar, asgari fikirler, asgari ücretlere kadar gidiyor bu hal. Al, bıyır, sonuç ortada.
Dün çok sevdiğim bir arkadaşım aradı. Geçen yıl ikimizin de evden çıkma isteksizliği yaşadığımızı fark edip haftada bir gün buluşmayı kararlaştırmış, çok da güzel uygulamıştık. Boğazın iki yakasını komple yürüdük. Sergiydi, müzeydi gezdik, sahiden de mutlu olduk. Yaz ortasında sıcaklar sebebiyle ara verdikten sonra tavsadı, yapamadık sonrasında. Ben dürttükçe onda bir isteksizlik hasıl oldu. Çünkü çok ciddi bir sorumluluk üstlenmişti, hayvan barınağı önünde nöbet tutuyorlardı. Ölüm yasası çıktıktan sonra oldu bu. Ben de dedim gelirim arada, bazen acil ihtiyaçları oluyormuş. Fakat gidemedim. Bir ara sinirlerim çok bozuktu, kendi yükümü taşıyacak halim yoktu, Sonrasında ağrılarım; yok dizim, yok kolum, yok bileğim, bacağım, dişim… Gidemedim bir türlü. Aradığında çok sevindim. Dedim, “ Çok özledim, gezelim artık.” “Tamam,” dedi. “Sen,” dedim “Nasılsın? Barınak nöbetini psikolojin kaldırabiliyor mu?” Kaldıramıyormuş ama yapacak başka ne var? Gitmezlik edemeyiz ki.
Karşılarında koskoca bir devlet aygıtı, etrafına kümelenmiş, hayvan katlini şehvetle savunan bir güruh var. Elbette sayıya vursan azlardır ama sesleri çok çıkıyor. Biz sıradan insanlar daha çoğuz ama sesimizi bir araya getiremiyoruz. Üstümüzden buldozer geçiyor adeta. Koşturup engellemeye çalışsan hangi birine yetişeceksin, biri bitmeden diğeri başlıyor haksızlıkların. Böyle, katatonik “ay bu kadarı olmaz artık,” diye diye kalıyorsun yerinde.
Güçlü olmak lazım ama nasıl?
Bu sabah uyandığımda aklımda çok güzel bir şarkı dönüyordu. Şu yazıyı yazarken de mırıldandım hep. Söylemesi de öyle keyiflidir ki. Deneyin bir ara.
Ne yapılıyor barınak önündeki nöbette tam olarak? Kusura bakmayın uzakta olunca bilmiyorum, merak ettim..
YanıtlaSilHepsinden bahsetmiyoruz barınakların, bazı belediyelerin barınakları temiz, özenli olabiliyor. Orada yapılan işlem kısırlaştırma ve sahiplendirme. Zaten nöbet bekleyenlerin talebi de bu yönde. Fakat özellikle bir tanesi var, hayvan katliamı yaptığı tespit edilmiş. Buraya giren hayvancıklar öldürülüyor. Normalde barınakların halka açık olması gerekirken burada durum öyle değil, içeri almıyorlar kimseyi. Arkadaşımın dediğine göre az da olsalar, orada dikilmeleri sonuç veriyormuş, en azından öyle topluca çukurlara filan atamıyorlarmış köpekleri. Hiç bir şey yapamasalar, oraya hayvan bırakmaya gelenleri kapıdan çevirmeye çalışıyorlarmış. Çok detaylı anlattırmadım, kaldırmıyor psikolojim. Yaşam Hakkı Savunucuları diye aratırsanız eylemlerini, taleplerini görebilirsiniz.
SilAnladım teşekkürler
Silben bir süredir gündemi takip etmemeye çalışıyorum. çok başarılı değilim, özellikle oğlum gibi bir adamla yaşarken gündemden uzak kalmak zor, ama olabildiğince...çünkü takip etmeye çalıştığımda depresyonun dibini boyluyorum :(
YanıtlaSilbirbirimizi ve kendi kendimizi dürtmek zorundayız böyle zamanlarda. yoksa çıkış yok ve evet, "zaman geçip gidiyor"
Öyle işte Şulecim. Takip etsen kafayı yiyorsun, etmesen vicdan azabıyla kendini. Al mesela, şu yazdığım yazı üstüne düşüne düşüne suratsızlaştım bile. Madem dert ediyorum gidip bir ucundan ben de tutayım değil mi? Ama biliyorum ki, yol uzun, bende gayret kalmamış.
YanıtlaSilDürtcez artık. Bin gayret adına!
Bir konuda haklı olsan da bazen haksız duruma düşüyorsun. Güç kesinlikle haklı olmamın yanında büyük bir koz.
YanıtlaSilHakkını almak için güçlü de olman gerekiyor maalesef.
SilOmelascığım,
YanıtlaSilSabah uyandığında aklında olan şarkılara bayılıyorum. Bugünü kurtardık mesela. :)
Yarın sabah ördek dansıyla da uyanabilirim, sen gene çok güvenme bana, ben bile güvenemiyorum bu konuda kendime :)))
Sil