Kayıtlar

Mart, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Zalımsın dünya

Resim
Dün şeker mi şeker bir güneş vardı. Sabahtan dışarı çıkalım, ormanda yürüyelim bugün diye geçirmiştim içimden. Erkut’un abisi ve eşi bizim yürüyüş yaptığımız ormanın tam dibine taşındılar. Birbirimizi severiz. Uzakta oturdukları için ayda yılda bir görüşüyorduk, şimdi haftada bir buluşur olduk. Bir köpekleri var. Karların içinde yaşamak için biçimlenmiş, bembeyaz, çok tatlı. Geçen hafta eve girmek bilmemiş, kar onun memleketi ne de olsa. Memleketinde yatmış yuvarlanmış, çok mutlu olmuş. Her sabah ve akşam ormanda yürüyüşe çıkarıyorlar onu, kendileri de spor yapmış kadar oluyor böylece. İşte, biz de o yürüyüşlerden birine katılalım diye geçirmiştim aklımdan. Fakat her zamanki gibi günümüz geç başladı, gündelik işler bittiğinde saat artık dört olmuştu, benim de canım nohutumu pişirip kitap okumak, dizi izlemek ister olmuştu. Kısmet yarına diye düşünüp hiç dürtmedim Erkut’u çıkalım diye. Fakat abisi aradı. Kanyon’a gelmişler, sizi de alalım dönerken, Oxy’i gezdiririz, sonra da bizde akşam...

Hırsız Kulak

Resim
Şu an salona dolan gün ışığını görmenizi, onun ruhumda yarattığı nikbinliği, letafeti hissetmenizi bilseniz ne çok isterdim. Dün gece uyurken ve bu sabah uyanıp ortalık toplar, çay demler, sigara sararken Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Boşanmış Kadın adlı öyküsünü dinlediğimden mütevellit bu normalde kullanmadığım kelimeleri kullanışım. Hırsız kulak var bende. Bunu öykülerde bilerek kullanıyorum. Şimdi yazdığım hikaye Ursula’nın üslubunda olacak, bu Orhan Pamuk, bu Nezihe Meriç,…Memduh Bey’imi denesem mi? İşte böyle yazmıştım bir ara. Sonrasında onlardan da çıkıp kendime döndüğünü üslubumun, hayret ve neşeyle görmüştüm. Kendi kendime uydurduğum melodilerde daha çok çıkıyor ortaya bu hırsız kulak mevzusu. Melodiyi unutmamak için hemen üstüne uyduruk birkaç söz yazar, sonrasında düzenler, yanımda o an hangi gariban varsa “Dinle bakayım, ben bunu hangi şarkıdan çalmışım?” diye yakasına yapışırım. En iyisi Ayş’tır. Hemen çıkarır, “Abla Tarkan bu,” der mesela. Bazen de yav bi şeyi andırıyor ama ...