Acı var mı acı?
Dün gece sağ tarafıma yatmışım, ameliyatlı dişin üstüne, gece acıyla uyandım. Bir parol çaktım, uzun uzun uyudum. Şimdi biraz sersem gibiyim, epeyce de ağrılı. Yapacak bir şey yok, şişti suratın sağ tarafı. Acıyor namussuz. Dişçi de sağolsun en arkaya ulaşacağım diye dudağımın kenarını iyi yırtmış, tesisat döşeyecek malum. Dudağım da yara. Ağzımı yüzde otuz kayıpla açabiliyorum. Ay, bu da geçer, bu da geçer. Eylülden beri sağ bileğimdeki eski çatlağın (oraya motor arkasındayken kamyon girmişti) ağrısının nüksetmesiyle başlayan oram ağrıyo buram ağrıyo sürecim, sağ diz (sol dize yüklenmemeye çalışırken sakatlamıştım) sol siyatik (yoga yaparken başımı ayak bileğime değdirmeye çalışırak halletmiştim) sağ kol (travel town oynarken hırs yaptım) komple boyun (kesin bunlar geçsin diye yatıp durmaktan oldu) sol diz (ohoo en eski derdim, onu da motoru devirince halletmiştim sanırım) diyerek sağlı sollu kroşelerle devam etti. Bunların hepsi biri bitip biri başladı şeklinde gelişti. Öyle ki,...